Aromaterapi ve Uçucu Yağların Kullanımı Alanları

20. Yüzyılın başlarında Fransız Kimyager “Rene Gattefosse” bir laboratuvar kazasında elini yaktıktan sonra hemen yanında bulunan lavanta yağı dolu olan bir kaba hızlıca sokmuştur. Kusursuz bir şekilde iyileşmesi sonucunda uçucu yağların tedavide kullanılması ile ilgili çalışmalar başlamıştır.

Uçucu yağların terapötik özellikleri kullanılarak, aromaterapi fiziksel, zihinsel ve duygusal refahımızı iyileştirmekte yardımcı olur.

Dünya sağlık teşkilatı (WHO)’nın 91 ülkenin tıbbi bitkileri üzerinde yapılmış olan bazı çalışmalara dayanarak yaptığı bir araştırmaya göre tedavi amacıyla kullanılan tıbbi bitkilerin toplam miktarının 20 000 kadar olduğu belirtilmiştir.

Koku, beş duyu içerisinde en dolaysız olanıdır. Çünkü görsel, işitsel ve dokunsal duyular önce beynin serebral korteksine gelerek orada işlenmesi gerekirken, koku duyusu direkt olarak beyindeki duyguların işlendiği limbik sistem üzerine gelir ve burada değerlendirilir. Yani, koku hariç diğer bütün duyular serebral kortekse bir sinyal göndererek beynin geri kalan kısımlarına bağlanmak için izin isterken koku için böyle bir şey söz konusu değildir. Koku sinyalleri serebral kortekse uğramadan direk beyindeki nihai varış noktasına ulaşırlar.

Dipnot; Koku duyusu genel olarak kadınlarda erkeklere göre daha fazla gelişmiştir. Kadınlar düşük dozda kokuları algılayabilir, bireysel kokuları da daha iyi tanımlayabilirler. Bu sebeple kadınlar parfüm konusunda daha hassas ve seçicidir diyebiliriz.

Ve unutmayalım ki; kokular bilinçaltımızı harekete geçiren tek uyarıcıdır!

Son yıllarda sentetik kökenli maddelerin yan etkilerinin daha fazla olması, özellikle antimikrobiyal olarak kullanılan sentetik ilaçlara karşı organizmaların direnç oluşturmaları gibi sebepler doğal bitkisel kaynakların ve bu maddeleri taşıyan tıbbi bitkilerin önemini daha çok arttırmıştır . Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye’de de tıbbi açıdan önemli olan bitkiler, yüzyıllardan beri halk arasında hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılmaktadır. Geleneksel tıpta kullanılan bu bitkilerin yeni antimikrobiyal bileşiklerin potansiyel bir kaynağı olarak, bilimsel açıdan araştırılmaları oldukça önemlidir.
Esansiyel yağlar Gram (-) ve Gram (+) bakteriler dahil, birçok mikroorganizma üzerine antibakteriyel etki göstermektedir. Uçucu yağların antimikrobiyal aktivitelerinin içerdikleri fenolik bileşiklerden kaynaklandığı bilinmektedir.

Güncel bir bilgiyi sizlerle paylaşmak isterim ;
Koku ve tat duyusu kaybının yeni tip Corona virüsün (covid-19) semptomları arasında yer alabildiği belirtildi.

Günümüz problemi olan Corona virüsü’nü de içine alarak negatif tüm etkenler için antimikrobiyal, antiseptik ve antivirütik yağlarımızda öne çıkanlara bir göz atalım ;

Okaliptüs (Eucalyptus)
İyi bir dezenfektan olan okaliptüs yağı (Oleum Eucalyptus) , okaliptüs ağacı yapraklarından elde edilir . Ve en önemlisi antiviral ve antibakteriyel özelliğe sahiptir.
Bu etkisinin yanı sıra astım hastalarının rahatlıkla tercih edebileceği doğal tedavi yöntemlerinden biridir, nefes alışverişinizi kolaylaştırabilir. Astım krizi sırasında göğsünüze birkaç damla okaliptüs yağı damlatarak masaj yapabilirsiniz. Okaliptüs yağını doğrudan koklayabileceğiniz gibi bulunduğunuz odaya yayılmasını da sağlayabilirsiniz.

Kekik (Thymus)
Kekik yağının (Oleum Thymus) üretimine bitkinin yaprakları ve dalları kurutularak başlanır. Kurutulan bitkinin özündeki yağ damıtılarak elde edilir.
Kekik yağı antiseptik ve antimikrobiyal etkiye sahiptir. Kekik yağının antimikrobiyal etkisi o kadar güçlüdür ki, bu etki piyasada satılan birçok farklı antibiyotik ile karşılaştırılabilir düzeye sahip.
Yapılan bir araştırmada “stafilokokus aureus” adlı bakteri ile enfekte edilen ve kekik yağı verilen 14 farenin 6’sı yaşarken, aynı şekilde enfekte edilen ve antibiyotik verilen 14 farenin 7’si yaşamıştır.
Yani kekik yağı -neredeyse- bazı antibiyotikler kadar etkilidir!

Nane (Mentha piperita)
Nane yağı (Mentha Piperita Oil) , bildiğimiz gibi naneden elde edilen esansiyel bir yağdır. Taze nanenin körpe yapraklarından hazırlandığında çok daha etkili ve faydalı olduğu bilinen bu yağ, vücudumuzda sentezleyemediğimiz ve dışarıdan almamız gereken yağ asitlerini de içeriyor.
Antimikrobiyal özelliği sayesinde bağışıklık sistemimize son derece faydalı olduğunu söylemek gerek .
Bu özelliğinin yanı sıra solunuma da faydası vardır; Nane yağı, solunum yollarını açma ve bir dekonjestan olarak kullanılır. Astım ve bronşit semptomlarını azaltmaya yardımcı olması için sıcak suya nane yağını ekleyebiliriz.

Ve mutlaka sizler için her zaman en iyisini düşünen eczacınıza danışarak kullanınız.

Kaynaklar;

  1. -Ebru Çelik2 , Gökçen Yuvalı Çelik, Bitki Uçucu Yağlarının Antimikrobiyal Özellikleri, Yıl: 2007 Cilt: 05 Sayı: 2 Sayfa: 1-6
  2. -Mehmet Bayaz, Esansiyel Yağlar: Antimikrobiyal, Antioksidan ve Antimutajenik Aktiviteleri ,Akademik Gıda 12(3) (2014) 45-53
Bilgi Paylaştıkça Çoğalır

İlginizi çekebilir

Genel Bilgiler

Ester-C nedir? Ne için kullanılır?

Vitamin c’nin ester formu olan ester-c , standart c vitamininden dört kez daha hızlı dokulara girer, vücut dokularında daha uzun süre kalır ve elde edilen

Bilgi Paylaştıkça Çoğalır
Genel Bilgiler

Beta Glukan nedir? Ne için kullanılır?

Beta Glukan, ekmek mayası hücre duvarından ekstrakte edilen basit bir polisakkaritdir. Bağışıklık sistemimizin ilk savunmasını yapan makrofajlar (beyaz kan hücreleri) üzerindeki özel yüzeylere bağlanarak, bağışıklık

Bilgi Paylaştıkça Çoğalır